1. BİYOLOJİK MATERYAL ALMA
Hastadan analiz amacıyla alınan çeşitli vücut sıvıları (kan, idrar, gaita, beyin omurilik
sıvısı, balgam vb.), doku örnekleri biyolojik materyal olarak adlandırılır. Hastalığın tanısı ve
tedavi sürecinin değerlendirilmesinde laboratuvar sonuçları önem arz etmektedir. Bir test
sonucunun doğru çıkması; uygun yöntemlerle örnek alınmasına, alınan bu örneklerin uygun
olan saklama koşullarında saklanmasına ve uygun şartlarda laboratuvara gönderilmesine
bağlıdır.
Laboratuvarda analiz işlemleri 3 aşamada incelenir:
Laboratuvarda analiz işlemleri 3 aşamada incelenir:
- Preanalitik Evre: Testin klinisyen tarafından istenmesiyle laboratuvarda analiz edilmesine kadar geçen süreçtir. Bu dönemde yapılan hatalar test sonuçlarının yanlış çıkmasına sebep olacağı için bu dönemde dikkatli ve uygun yöntemlerle örnek alınması, alınan örneğin uygun şartlarda saklanarak laboratuvara gönderilmesi test sonucunun doğruluğu için önemlidir.
- Analitik Evre: Laboratuvarda analizin yapıldığı evredir.
- Post Analitik Evre: Testin sonuçlanmasından klinisyene ulaşmasına kadar geçen süreçtir. Laboratuvarlarla ilgili hata kaynakları araştırıldığında hataların yaklaşık %68‟inin preanalitik evrede, %20‟sinin post analitik evrede ve sadece %12‟sinin analitik evrede olduğu tespit edilmiştir.
1.1. Klinik Tıbbi Laboratuvarlar
1.1.1. Klinik Biyokimya Laboratuvarı
Hastalıkların tanısı ve hastalık sürecinin incelenmesi açısından vücudun çeşitli sıvı,
salgı ve doku örneklerinin moleküler yapı düzeyinde analizlerinin yapıldığı laboratuvardır
1.1.2. Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarı
Klinik Mikrobiyoloji; insanda mikroorganizmaların neden olduğu hastalıkların tanısı,
ayırıcı tanısı, önlenmesi, korunulması, tedavinin yönlendirilmesi ve izlenmesi,
antimikrobiyal ilaç direncinin izlenmesi amacıyla hastaya ait tüm biyolojik örneklerin
incelenmesinde; mikrobiyolojik, immünolojik ve moleküler testlerin seçimi, testlerin
yapılması, sonuçların yorumlanması ve tıbbi konsültasyonu da içeren kliniğe özgü bir
laboratuvar bilimidir.
1.1.3. Klinik Hematoloji Laboratuvarı
Hematoloji; kanın yapısını, kan hücrelerinin morfolojilerini (şekil ve yapılarını), kan
yapan organları (kemik iliği, lenf nodülleri, dalak) ve kanın fizyolojisini (görev ve işleyişini)
inceler
1.1.4. Patoloji Laboratuvarı
Patoloji, organ ve dokularda oluĢan yapı ve fonksiyon bozukluklarını inceleyen bilim dalıdır. Böylece patoloji, hastalık bilimi anlamını taşır. Patoloji laboratuvarı; organ, doku ve hücrelerin normal yapılarını bozan, çıplak gözle (makraskopik) ya da çeşitli mikroskoplarla (mikroskopik) görülebilen değişiklikleri; yani morfolojik lezyonların varlığının araştırıldığı laboratuvardır. Patoloji laboratuvarı çalışmalarında makroskopik tanımlama ve dokuların örneklenmesi basamağı hariç tüm işlemlerde teknisyenlerin rolü çok önemlidir. Bu nedenle diğer tıbbi laboratuvarlara oranla patoloji kadar “teknisyen bağımlı” bir bölüm yoktur. Teknik eleman sayısı ve kalitesi yeterli değilse hatalı sonuç riski oldukça yüksektir.
1.2. Biyolojik Analiz Örnekleri
- Kan
- İdrar
- Beyin-Omurilik Sıvısı (BOS)
- Balgam
- Gaita
- Doku Parçaları
1.3. Laboratuvar Testlerini Etkileyen Faktörler
Klinik laboratuvarlar sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli bileşenlerden biridir.
Klinik laboratuvarların başlıca fonksiyonu; klinisyenlere hastaların teşhis, tedavi ve
takiplerinde önemli bilgiler sağlamaktır. Bu bilgilerin en kısa sürede doğru, güvenilir ve en
az maliyetle elde edilmesi istenir. Doğru ve güvenilir test sonuçları elde etmek için örnek
alma öncesinden başlayarak sonuçların raporlanıp klinisyene ulaşmasına kadar geçen
süreçteki değişkenlerin ve etkilerin bilinmesi, sonuçların doğru yorumlanması açısından
gereklidir. Laboratuvar hizmetini „sadece cihaza kan verip sonuç almak‟ düşüncesi olarak
algılamanın son derece yanlış bir yaklaşım olduğunu bilmek gerekir.
1.3.1. Postürün Etkisi
Normal bir eriĢkinin ayakta durma hâlindeki kan hacmi, yatan bir kişiye göre 600-
700 ml daha azdır (%10‟luk azalma). Dik oturuşta, proteinsiz mayi kapiller aracılığıyla
dokulara geçeceğinden plazma hacminde önemli farka neden olur. Bunun sonucu olarak
bütün proteinlerin konsantrasyonu artacaktır (Enzimler, protein yapısındaki hormonlar,
proteine bağlı taşınan ilaçlar, kalsiyum ve bilirubin). Birkaç günlük yatak istirahatinde
plazma ve ekstrasellülerin mayi hacmi düşer. Bu sebeple hematokrit %10 artar. Uzamış yatak istirahatinde ise sıvı retansiyonu olur. Protein ve albumin düzeylerinde azalma
görülür. Kemik kalsiyum mobilizasyonu sonucu iyonize kalsiyum miktarı artar.
1.3.2. Egzersizin Etkisi
Egzersizin vücut sıvıları üzerine etkisi aktivitenin süresi ve derecesine bağlıdır. Egzersiz sonunda alınan kan örneklerinde aspartat aminotransferaz (AST), laktat dehidrogenaz (LDH), kreatin kinaz (CK), üre, kreatinin, transferin sonuçlarında yükselmelerin olduğu, kan glukozunun değişimler gösterebileceği, plazma renin aktivitesi, aldosteron, büyüme hormonunun patolojik düzeylere ulaştığı göz önünde bulundurulmalıdır. Hematüri ve proteinüri görülür. Egzersizin bir preanalitik değişken olarak etkisinin en aza indirilmesi için kan verilmesinden bir gün önce ağır spor, uzun mesafe yürüyüşü veya koşusu yapılmaması önerilmektedir. Egzersiz bazı hormonlarda da değişimlere neden olur. En önemli değişiklik serbest T4 düzeylerinde olur. Serum TSH, T3 ve tiroksin düzeyleri herhangi bir değiĢim göstermez iken serbest T4 %35 kadar artar ve 6-7 gün içinde normale döner.1.3.3. Açlık Durumu
Genellikle laboratuvar testleri için 10-12 saat açlık süresi istenir. Bu sürenin 16 saatten uzun olması tercih edilmez.
1.3.4. Besinlerin Etkisi
Bazı plazma bileĢenlerinin etkisi öğün içinde alınan gıdalarla değiĢiklik gösterebilir. En büyük artıĢ, serum glukozu, demir, total lipd ve alkalen fosfataz seviyelerinde görülür. Kahve, çay, kola gibi kafein bulunan içecekler de kan bileĢenlerinin konsantrasyonunu etkiler.1.3.5. Sigara
İçerdiği nikotin nedeniyle birçok laboratuvar testini etkiler. Bunlar arasında lipidler,
hormonlar, vitamin B12 ve CEA sayılabilir. Glukoz toleransı da sigara içenlerde
bozulmuştur.
1.3.6. Alkol Alımı
Alkol tüketimi kısa ve uzun süreli etkilere bağlı olarak birçok laboratuvar analizi üzerinde değişikliğe neden olabilir. Alkol alımından 2-4 saat sonra etanol; plazma glukoz düzeylerini azaltır, ürik asit ve laktat düzeylerini artırır. Uzun süreli alkol kullananlarda ise GGT, AST ve ALT düzeylerinde artışa neden olur. Ayrıca alkol alışkanlığı olanlarda ortalama eritrosit hacminde (MCV) artış olduğu bilinmektedir. Alkol alımından sonra hiper trigliseridemi görülür.1.3.7. ilaç Kullanımı
İlaçların laboratuvar testlerine hem in vivo hem in vitro etkileri mevcuttur. İlaçlar intramusküler olarak verildiğinde kas irritasyonuna neden olur. Bu durum bir kısım enzimlerin artmasına neden olur (kreatinin kinaz, aldolaz ve laktat dehihrogenaz gibi). Diüretik ilaçlar hiponatremiye yol açar. Thiazidler hiperglisemiye neden olabilir. Laboratuvar testlerine en önemli etkiyi yapan ilaçlardan biri fenitoindir. Hastada kalsiyum ve fosfor seviyelerini azaltır ve alkalen fosfatazı yükseltir, indirekt bilirubin miktarını düşürür, GGT aktivitesini yükseltir. Ayrıca serumda T3 ve T4 değerlerini düşürür. Testleri yorumlarken kullanılan ilaçların etkisi mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.1.3.8. Ateş
Serum hormon düzeyleri yanı sıra lipidler, kalsiyum düzeyi, ürik asit gibi birçok parametreyi etkiler.1.3.9. Transfüzyon
Total kan veya plazma transfüzyonu verilen miktara bağlı olarak plazma protein konsantrasyonunu yükseltir. Glukoz çözeltilerinin infüzyonu, plazma fosfat ve potasyum konsantrasyonlarını azaltır.1.3.10. Yaş ve Cinsiyetin Etkisi
Laboratuvar testleri için genel olarak çocuk, adolesan, erişkin ve yaşlılık dönemlerine ait referans değerler vardır ancak özellikle yeni doğan dönemine ait çok farklı referans değerleri vardır. Örneğin; alkalen fosfataz, kemik büyümesine paralel olarak pubertede en yüksek değerlere ulaşır. Puberteden sonra aktivite azalır. Kadın ve erkek cinse ait yapısal farklılıklar endokrin testler balşta olmak üzere birçok biyokimyasal ve hematolojik testte referans değerlerin çok değişik olmasına yol açmaktadır. Örneğin; CA-125 menstrüel periyot da normalin iki katına çıkabilir.1.3.11. Gebelik
Gebelik her ne kadar fizyolojik bir durum olsa da organizmada meydana gelen değişiklikler birçok laboratuvar parametresini etkiler. Gebelikte en önemli değişiklik ortalama plazma hacmindeki artışa bağlı hemodilüsyondur. Tüm laboratuvar test sonuçlarının yorumlanmasında dikkate alınmalıdır.1.3.12. Biyolojik Ritim
Gün içerisinde bazı analitlerin salınımı, metabolizması ya da dolaşıma çıkmasında değişiklikler görülebilir. Örneğin; serum demiri 08.00-14.00 saatleri itibariyle aynı hastanın iki ayrı zamandaki numunesine göre %50 gibi fark gösterebilir. Sabah 06.00 civarında serum kortizol düzeyleri pik yaparken gece 00.00‟ da en düĢük düzeylere inmektedir. Ayrıca öğleden sonra yapılan glukoz tolerans testlerinde glukoz değerleri sabah yapılanlara göre daha yüksek çıkar.1.3.13. Mevsimsel Değişiklikler
Özellikle yaz ve kış mevsimi arasında bazı laboratuvar parametreleri farklılık gösterir. Bunlar arasında D vitamini düzeylerinin yazın daha yüksek olması, trigliserid ve total kolesterol düzeylerinin yazın kışa göre daha düşük olması sayılabilir.1.3.14. Rakım
Deniz seviyesinden daha yüksek yerlerde yaşamak bazı laboratuvar parametrelerini etkiler. Hemoglobin, hematokrit ve CRP gibi testlerde yükseklik görülür.1.4. Laboratuvar Tetkikleri Öncesinde Dikkat Edilmesi Gereken Kurallar
Tetkik İstemleri
- Elektronik istemlerde hasta ad-soyadı, dosya numarası, doktor bilgisi, geldiği bölüm bilgilerinin doğruluğu kontrol edilmelidir. Hastaya ait ön tanı ve klinik bilginin yazılması testlerin doğru değerlendirilmesinde gereklidir.
- Gönderilen her örnek için farklı örnek numarası verilmelidir çünkü her örnek ayrı ayrı değerlendirilmektedir (Örneğin bir hastadan biyokimya ve 24 saatlik idrar, gaitada gizli kan tetkikleri aynı anda istendiğinde farklı örnekler olması nedeniyle farklı örnek numaraları gerekmektedir.)
- Günlük biyolojik ritim, birçok laboratuvar tetkikini etkilemektedir. Bu nedenle laboratuvar tetkikleri için kanın sabah verilmesi önerilir.
- Fiziksel aktivitelerin testler üzerine kısa ve uzun vadeli etkileri vardır. Bu nedenle tetkik için hastaneye gitmeden önce ağır ve zorlayıcı egzersizden kaçınmalıdır. Kan vermeden önce yarım saat kadar dinlenmiş olmanız önerilir.
- Genel olarak tüm testler için 12 saatlik açlık sonrası kan verilmesi önerilmektedir. İhtiyaç duyduğunuz miktarda su almanın laboratuvar testlerine olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Bu süre boyunca sigara, çay ve kahve içmekten sakınınız.
- Birçok ilaç, laboratuvar testlerini olumsuz biçimlerde etkileyebilmektedir. Kullandığınız ilaçlar hakkında doktorunuzdan bilgi alınız. Düzenli kullandığınız ilaçlar var ise doktorunuz almamanızı söylemediği sürece kesinlikle günlük düzeninizi bozmadan ilaçlarınıza devam ediniz.
- Metabolizma üzerindeki etkilerinden dolayı alkol-sigara kullanımı ile örnek alma zamanı arasındaki süre olabildiğince uzatılmalıdır.
1.5. Numune Kapları ve Özellikleri
1.5.1. Kan Toplama Tüpleri
1.5.2. İdrar Toplama Kapları
2. BİYOLOJİK ANALİZ ÖRNEKLERİNİN NAKLİ
Örnekler hasta servislerinde, ayakta tedavi kliniklerinde ve numune kabul odalarında
alınır. Toplu olarak laboratuvarlara gönderilir. Örneklerin usulüne uygun alınması, tekniğine
göre çalışılması kadar uygun koşullarda laboratuvara taşınması da hatasız sonuçların
alınmasında son derece önemlidir.
Aşağıda yazılı olan durumlarda numune reddedileceği
için bu tür eksiklikler konusunda numuneler kontrol edilerek eksiklikler giderilmelidir:
- Hangi analizlerin yapılacağı net olmayan otomasyona girişi yapılmamış numuneler
- Üzerinde hasta kimliğinin belirgin olmadığı numune
- Son kullanma tarihi geçmiş tüpe alınmış numune
- Yanlış antikoagulanlı tüpe alınan numune
- Kapağı açılmış sızan numune kabı olması
- Kırık tüp
- Yeterli miktarda alınmamış numune
- Tüpteki antikoagulan miktarının az veya fazla olması
- Antikuagülanlı örneklerin pıhtılı olması
- Antükuagülanlı tüplerin kan alımından hemen sonra alt üst edilerek karıştırılması
- Kan alınan tüplerin dik olarak biriktirilmesi
- Açlık, tokluk, egzersiz gibi durumlara dikkat edilmeden alınan numuneler
2.1. Örnek Taşıma Kapları
2.1.1. İkili Taşıma Kabı
Kısa mesafelerde binalar arasında ve bina içinde klinik örneklerin taşınmasında ikili
kaplar kullanılır. Bunlar; örnek kaplarının konulabileceği sporu içeren kapaklı, dayanıklı
kaplardır. Örnekler spora yerleştirilir, kapağı sıkı kapatılır, kilitlenir ve laboratuvara taşınır.
2.1.2. Üçlü TaĢıma Kabı
2.1.2. Pnömatik taĢıma sistemi
Hastanelerde kan alma ünitelerinden laboratuvarlara kan tüplerinin personel tarafından
taşıma işlemlerindeki zaman kaybı, tahlil sonuçlarının gecikmesi, kimi zaman tüplerin
kaybolması ve karışmasına bağlı olarak hatalı sonuç riskini de beraberinde getirmektedir. Bu
tür problemlerin önüne geçmek için Pnömatik Tüp, kan toplama sistemleri birçok hastane
için tercih edilir olmuştur. Pnömatik Tüp Sistemi, kan örnek transfer sistemi yanında
numune nakil sistemi ya da diğer taşıma işleri için de planlanabilmektedir.
11 yorum :
Harika olmuş. Ödevim için kullandım. Ellerinize sağlık.
Batu
bazı eksiklikler var ama olsun Ğ
Abi direkt kopyaladım slayt yapdım ödev için ez hırımmı bukim eywullah Ğ ane Ğ uglum Ğ
Abi eren karaca diye bi puşt var kopya çekio
HOCAM AYKUT UÇ YİYO ĞĞĞĞĞ
hamza dmeirhan diye bi puşt var tam bir piç haberiniz olsun <3
Ğ
Bence bu uygulama çok güzel
Elinize sağlık sunum ödevim de çok faydası oldu 🙏
Elinize sağlık gerçekten çok faydalı oldu emeğiniz için saqolun
Biyolojik örnek alma ve örneklendirme işlemi Ödevi için uygunmudur?
Yorum Gönder